23 Mayıs 2016 Pazartesi

MELEKLERİ AĞLATAN ÇOCUK- MEHMET FURKAN ŞAŞMA

Karaman'dan 14 yaşında bir çocuktan geldi bu hikaye. Meleklerden önce bizi ağlattı. Yüreğimizi ısıttı. İnsanlığın geleceğine dair umut verdi. 
Yüreğine, kalemine sağlık sevgili Mehmet Furkan Şaşma. Yüreğin hep böyle güzel kalsın. Sakın yazmaktan ve sevmekten vazgeçme. Senin gibi yüreği kocaman çocuklar var oldukça, eninde sonunda insanlık kazanacak... 



MELEKLERİ AĞLATAN ÇOCUK 
Karşılıksız sevdim mutfak penceremizin altını bekleyen sarı kediyi.



Önüne döktüğüm bir bardak sütün, verdiğim bir kap suyun hesabını asla tutmadım.  Onun bana güvenmesiydi bu işin güzelliği. Dizlerimin dibine benden korkmadan, ürkmeden sokulabilmesiydi. Beni kendisine yakın kılabilmesiydi. Benden olabilmesiydi. Ne garip, kelebeğin kanadından ürken o sarı kedi, bir zamanlar hiç tanımadığı beni, şimdi koruyucusu gibi görüyor. En dara düştüğü zamanlarda gelip dizlerimin ardına saklanıyor. O bana her sokulduğunda biliyorum ki, ak yüreğim meleklerin katında daha bir aklanıyor.  
Yılların yorgunu yaşlı bir teyzenin kolları, bu pazar poşetlerini taşıyası değil. Hiç tanımadığım o teyzenin ellerinden poşetlerini alıp, gideceği yere kadar yardım edebileceğimi söylediğim zaman, biliyorum ki melekler beni alkışlıyorlar. Teyzenin dudaklarından dökülen dualar bir çoban çeşmesinin serin suyuna benziyordu. Bıkmadan usanmadan taşıdım. Yoruldukça insan olduğumu anladım. Yoruldukça sevdim kendimi. Bir gün kimsem yok benim yavrum dedi, ağladı, ne garip hiç tanımadığım kadına ben de ağladım. Hayatımın en güzel sürprizlerinin sebebini ben bu kadının dualarına bağladım. 



En çok paylaşmayı sevdim.  Bir dağ köyünün ürkek çocuklarına, kullanmaya kıyamadığım oyuncaklarımı verdiğim zaman büyüdüm ben. Kırmızı kamyonumu, uzaktan kumandalı arabamı, ışın tabancamı, pelüş ayıcıklarımı bir başka çocuğun kollarında gördüğüm an ve o çocuğun tebessümüne şahit olduğum an büyüdüm. Meğerse paylaşmak denen olgu ne güzelmiş. Meğerse tebessüm ettirebilmek ne kadar mutluluk vericiymiş.



 Gülümse sen ey çocuk. Herkeslerden çok senin hakkın var buna. Sen gülümsedikçe bahar gelecek, cemreler düşecek başımıza. Sen gülümse çocuk, o zaman karanlıklar birer birer gömülecek aydınlığa. Sen gülümse çocuk, nehirler çağlayacak sen güldüğünde, göllere yakamozlar düşecek.  Ak güvercinler konacak pencerelerimizin pervazlarına ekmeğimin kırıntılarını koydum duvarların üzerine.

 Kuşlar o yüzden şakıdı durdu bahçemde. İyilik kelimesi bayraktar oldu, başı çekti gönül lehçemde. Ne bir susuzluğu oldu ağaçların, ne de çiçekler ağladı benim yanımda. Bana yaratılanı hoş gördük, yaratandan ötürü diyen Yunus Emre’nin ölümsüz sevdaları mihmandar oldu hep. Onun gözüyle baktım cihana. O yüzden baktığım her şey, gördüğüm, duyduğum her şey şiir oldu bana.  


 
Özgürlüğü öğrettim gün yüzü görmemiş bir köpeğe.    Doğduğu günden bu yana hiç dışarı çıkarılmadığını, hep demir parmaklıkların arkasına hapsedildiğini duyduğum o köpeğin gözlerinde görmüştüm hüznü. Sanki beni buradan çıkar der gibiydi. Benim de hakkım var deli taylar gibi gezmeye diyordu sanki. Yürüdüğümden, koştuğumdan hicap etmiştim o an. Günlerce ekmek getirdim, günlerce elimi uzatarak dokundum başına. Gideceğim zaman gitme dercesine ses çıkaran o köpeğin özgürlüğü için dil döktüm sahibine. Sen gezdiremiyorsan senin yerine ben gezdireyim diye yalvardım. İlk kez yürüyordu bu şehrin sokaklarında. Dünyayı ilk kez bu kadar yakın görüyordu. İlk kez kokladığı çimler, ilk kez yuvarlandığı toprak.  Onun özgürlüğe olan bu hasretliği benim yüreğimi dağlıyordu. O özgürlüğünü yaşadıkça gökyüzündeki tüm melekler ağlıyordu.

Ben böyleyim işte. Melekleri ha bire ağlatan haşarı bir çocuğum.   Kaf dağının ardında devlerin olduğuna inanan ve o dağların ardına sefer etmeye hazırlanan çocuğum ben. Anka kuşlarının sırtına binmişliğim var benim. Kırmızı başlıklı kızla gezmişliğim. Keloğlanın saçları var aslında. Külkedisinin gözyaşlarını görmüşlüğüm var benim. Yedi yücelerin sofrasına ben de oturdum. İnatçı iki keçiyi düştükleri dereden kurtaran benim. Ağustos böceğine zemheride kapısını kapatan karıncaya kızgın, karganın ağzından peynirini kapan tilkiye dargınım.   Yıldızlarla tanışıp saçlarıma taç yaparım onları. Güneşle konuşurum. Ayın şavkını davet ederim akşamları bahçemize. Her çiçeğin adı var bende. Gökte uçan bütün kuşlarla tanışığım. Bulutlar yoldaşımdır. Dünya yüzünde gelmiş gelecek bütün çocuklar kardeşim. Gökkuşağından ip yapar sek sek oynarım yağmurların altında. İpin bir ucunu bir kıtadan tutarlar bir ucunu diğer kıtadan. Bize böyle öğretilmişti. Gökkuşağını paylaşmayı öğrendik atadan. 
Bozkırın ortasında küçük bir şehirde yaşıyorum. Yaşça herkesten küçük ama yürekçe çoğu kişiden büyüğüm ben.  Bakmayın siz çocuk yaşıma benim.  Yüreğimde büyük sevdalar taşıyorum. Bu küçük yüreğe ne dağlar sığdırdım ben, ben bile şaşıyorum. Sevdalarımla yol aldım ben, sevdalarımla yaşıyorum. Dünya yüzünde hiçbir insanın hiçbir canın acı çekmesine razı gelmiyor yüreğim. Yananla nedense ben yanıyorum. Üşüyenle ben üşüyorum. Bir damla gözyaşı düşerken gözlerden, ben de uçurumlardan düşüyorum 
İnsan olmam bunu gerektiriyor. Bir yürek taşımam bunu gerektiriyor. Sevmem sahiplenmem korumam ve ezdirmemem gerekiyor. Sevginin penceresinden baktığım zaman her şey daha bir güzel gözüküyor gözlerime. Dünya daha yaşanılası geliyor. Nefes daha bir çekilesi yüreklere.  Keşke herkesin yüreği o sevgiden nasibini alsa. Kimi vakit haber bültenlerinde yazılı basında gördüğüm haberler karşısında hayrete düşer oluyorum. İnsan bu kadar mı gaddar olabilir, bir insan bu kadar mı vicdan ve merhametten yoksun olabilir.  Bir kediye tekme atarak öldüren bir insanın kendi çocuğunu nasıl seveceğini merak ediyorum.  Ne yaparsa yapsın, suçu ne olursa olsun eziyet ve işkence hiçbir hayvana hak değil. Kuyruğuna teneke bağladıkları kedinin feryadına gülüp eğleniyorsa çocuklar ben çocuk olmak istemiyorum.   
           Siz hiç gözlerine baktınız mı onların. Siz hiç başlarını sıvazladınız mı sevgiyle. Masumiyetlerinden başka hiçbir günahları olmayan hayvanların da bir canı var. Onların da damarlarında kan akıyor.  Sizin elinize bir diken battığında nasıl yanarsa canınız onların da yanar canları. Siz yaranız varsa sardırırsınız. Onların yarasını ya toprak ya çamur kapatır. Siz feryat ederseniz canınız yandığında söze dökersiniz. Onlar kuytu bir köşede için için ağlarlar olmayan dilleriyle.  Hiçbir canın son nefesini insanlığa ve insanoğluna nefret duyarak vermesini istemiyorum ben.  

   Her şeye rağmen yitirmedim umudumu. Bu can bende oldukça penceremin pervazına konan kuşlara verecek ekmeğim vardır elbet. Mutfak penceremizin altını bekleyen o ürkek sarı kedinin soframdan alacağı payı daimdir.  Ben yine kurumuş ekmeklerimizi köye giderken asfaltın kenarına bırakacağım Lafonten’in tilkilerine.  Dilerim ne ağustos böcekleri evsiz kalsın kara kışta. Ne de karıncalar boş çevirsin kapısına geleni.  Dilerim hep olsun mutluluk olsun ve hep olsun ağlayanların gözyaşlarını sileni. Sevgi başımızda taç, sevgi derdimize en köklü ilaç olsun. Sobanızın kenarında kıvrılıp yatan o kedinin gözleri olsun aydınlığınız ve güzelliğiniz.     
Dünya yüzünde kötü olan bütün duyguların ellerini bağlatacağım. 
Söz verdim kendime melekleri ben daha çok ağlatacağım.  



Adı Soyadı:Mehmet Furkan ŞAŞMA 
Yaş :14 

10 Mayıs 2016 Salı

VE ÇOCUKLAR İYİLİK ÜZERİNE DUYGULARINI YAZARAK GÖNDERMEYE BAŞLADILAR

Okullarda "bi'iyilik yap Akçakoca" sunumlarından sonra, öğrencilerden istediğimiz kompozisyonlar gelmeye başladı. 


M.Açıkalın 5. sınıf öğrencisi Zehra Çelebi yazdığı kompozisyonda " ben her zaman iyilik yapmaya çalışırım. Çünkü bir insan iyilik yapınca her zaman içine güzel bir şey olur. Yani sevinir, çünkü yoksul insanlar sevinir. Onlar sevinirse biz de seviniriz. " diye anlatmış hissettiklerini.

Osmaniye ilkokulu 2. sınıf öğrencisi Ahmet Kaan Kurt ise çok güzel bir şiir yazmış:
" Sevelim her şeyi, herkesi
Tüm doğayı, insanlığı
merhamet etmeyi bilelim
Sevelim tüm dünyayı... "





Evet sevgili öğrenciler, iyilik üzerine duygularınızı anlatan kompozisyonlarınızı heyecanla bekliyoruz.

9 Nisan 2016 Cumartesi

ÇOCUKLAR, KALPLERİNİZDEKİ İYİLİĞİ, HAYALLERİNİZİ BİZE YAZIN...


"Bi'iyilik Yap Akçakoca" Sunumumuzun Cuma günkü durağı Hamiyet Sevil İlkokulu'ydu. Okulun salonu küçük olduğu için bize salonu açan Anadolu Lisesi Müdürüne, sunum sırasında destek olan öğretmenlerimize sonsuz teşekkürlerimizi sunarız.



Sevgili Öğrenciler, 19 Mayıs tarihine kadar iyilik ve merhamet üzerine yazılı kompozisyonlarınızı bekliyoruz. Yazılarınızı sınıf öğretmenleriniz aracılığıyla okul müdürüne ve bize ulaştırabilirsiniz.



30 Mart 2016 Çarşamba

Osmaniye İlk Okulu 2. Sınıf Öğrencileri ile...

"Bi'iyilik Yap Akçakoca" Platformu, Osmaniye İlkokulu 2. sınıf öğrencilerine Merhamet duygusunu ve Merhamet duygusu'yla insanı harekete geçiren iyilik eylemini anlattı.


İyiliği ve merhameti anlatan, çocukları iyiliğe teşvik eden videolar izletildi.



İYİLİK YAP, İYİLİK BUL"
 ÇALIŞMASINI KENDİ ÇEVRENİZDE HAYATA GEÇİREBİLİRSİNİZ.



-İYİLİK, BULAŞICIDIR, HADİ, İYİLİĞİ BULAŞTIRALIM.


Yaşadığımız dünyanın daha iyi bir yer olması için çalışmalara bugünden başlamalıyız.

Sizlerden başkalarına örnek olması için yaptığınız bu çalışmalarınızı anlatan kompozisyonlarınızı 19 Mayıs 2016 tarihine kadar yarışma adresimize bekliyoruz.




E-POSTA ADRESİMİZ : 
dohaycan@outlook.com

Mail ile yollayamayanlar sınıf öğretmenleri aracılığıyla bize ulaştırabilirler.  1.2.3 olan öğrencilere kitap armağan edeceğiz.









24 Şubat 2016 Çarşamba

Sevgili Öğrenciler, İyiliği Anlatan Kompozisyon Yarışmasına Katılımlarınızı Bekliyoruz !




“Bi’iyilik yap Akçakoca” platformu adına Cumhuriyet İlkokulu’nda sunum yaparak, projemizi tanıttık.

Öğrencilere, “ihtiyacı olan bir canlıya  merhamet ve acıma duygusu hissetmenin insani bir duygu olduğunu; merhamet duymakla yetinmeyip, eyleme dönüşürse, yardım edilirse, adının iyilik olduğunu” anlattık.

Cumhuriyet İlkokulu 4. sınıf Öğrencileri

“Dünyanın daha güzel ve daha yaşanabilir bir yer olması için, küçük adımlardan başlamanın önemli olduğunun” altının çizdik. 

“Mükemmel Dünya Projesi” olarak tanımlanan “İyilik Yap, İyilik Bul” filminden kısa bir tanıtım videosunu izlettik ve öğrencileri bu projeye katılmaya davet ettik.

  
“Filmde öğretmen çocuklara ödev olarak bir proje hazırlamalarını istiyor. Çocuklardan birisi “iyilik yap, iyilik bul “ adı altında bir çalışma hazırlıyor. Bu çalışmaya göre; Bir kişi, ihtiyacı olan birine iyilik yapıyor, iyilik yaptığı kişiye diyor ki; bana teşekkür etme, sen de ihtiyacı olan 3 kişiye daha iyilik yap, o kişiler de ihtiyacı olan 3 kişiye  daha iyilik yaparsa, İyilik yapanlar böylece çoğalır ve bumerang gibi size geri döner.” 




Kısa videolarla desteklediğimiz sunumda;

“Ne kadar çok insan bir başkasına iyilik yaparsa, dünyamız o kadar iyi bir yer olur. Bugünden başlayarak, sizler de çevrenizdeki insanlara, arkadaşlarınıza yardım edebilir, aç bir hayvanı artan yemeklerinizle doyurabilirsiniz. Yaşlı insanları ziyaret edebilirsiniz. Çok iyi bildiğiniz bir dersin konusunu arkadaşınıza anlatabilirsiniz. Yerde çöp gördüğünüzde onu alıp çöpe atabilirsiniz. Açık muslukları kapatarak, suyu boşa akıtmayarak, sularımızın tükenmesini önleyebilirsiniz.” dedik.

SEVGİLİ ÇOCUKLAR HAYDİ, YARIŞMAYA...

Bi’iyilik Yap Akçakoca Kompozisyon Yarışması 

Platform olarak; konu ile ilgili, bir de yarışma düzenlemek istedik.
Siz sevgili Öğrencilerimizden, Dünyanın iyi bir yer olması için hayallerinizi yazmanızı istiyoruz. Kompozisyon konusu; yaptığınız, tanık olduğunuz veya hayal ettiğiniz bir iyilik üzerine olmalıdır. En az birbuçuk sayfalık metni, öğretmenlerinize teslim edebilir veya dohaycan@gmail.com mail adresimize yollayabilirsiniz.

SON KATILIM TARİHİ : 19 MAYIS 2016

10 Şubat 2016 Çarşamba

Akçakoca'nın Minik Sporcuları "bi'iyilik yap Akçakoca" Projesinin tanıtımına destek verdi




Akçakoca’da ‘’Bi iyilik Yap’’Platformu tarafından Minik sporculara iyilik yaparsan iyilik bulursun sloganı altında eğitimler verildi. Minik Futbolculara ‘’Bi iyilik Yap’ ’Amblemli Tişörtler dağıtıldı. Akçakoca’da tüm derneklerin bir araya gelerek kurulan ‘’Bi iyilik Yap’’ Platformu adında çalışmalara hız verildi.


Akçakoca’da ‘’Bi iyilik Yap’’Platformu tarafından Minik sporculara iyilik yaparsan iyilik bulursun sloganı altında eğitimler verildi. Minik Futbolculara ‘’Bi iyilik Yap’ ’Amblemli Tişörtler dağıtıldı.

Akçakoca’da tüm derneklerin bir araya gelerek kurulan ‘’Bi iyilik Yap’’ Platformu adında çalışmalara hız verildi.
Özellikle Okullarda eğitimlere başlanılan projede, iyilik yapmanın önemi anlatılıyor.’’bi iyilik Yap ‘’Platformu ekipleri tarafından İyilik yapmayı özendiren tişörtler hazırlanarak özellikle çocuklara dağıtımına başlandı.
Akçakoca Spor Genç takımına Platform ekipleri tarafından İyilik yapmanın önemi anlatıldı.
Platform Yöneticisi Nermin Alpay, proje hakkında yaptığı açıklamada, ‘’Bi İyilik Yap’ ’Projemiz kapsamında okullarda eğitim vermeye başladıklarını belirterek’ ’Bu çerçevede Spor kulüplerinde oynayan sporculara maçlarda centilmence davranmaları ve bu şekilde Türkiye’ye örnek olmaları, sporcuların birbirlerine hoşgörüyle davranmaları konusunda bilgiler veriyoruz. Genç sporcuların birbirlerine centilmenlik anlayışını aşılayarak Türkiye’ye örnek bir takım olmalarını belirtiyoruz’ ’diye konuştu.
Genç Futbolcular, Bi İyilik yap’ ’Projesi kapsamında, İyilik yapmanın karşılıksız olarak yapmanın önemini kavradıklarını belirterek’ ’biz sporcular olarak İyilik Yap çöpe at anlamında centilmence ve sporcu arkadaşlarımıza özveriyle sahalarda mücadele etmeyi öğrendiklerini belirttiler.


 Konuşmaların ardından ‘’Bi iyilik Yap’ ’tişörtlerini giyen minik futbolcular sırtları dönük şekilde hatıra fotoğrafı çektirerek dikkat çekmeye çalıştılar.

Haber-foto : Tuncay Türkgülü